Pazar, Haziran 22, 2008

Langusta

Ağzımın Tadı’nın konsepti gereği balık ve balıkçılar ile ilgili yazmamakla birlikte bir özel lezzete yer vermek istiyorum. Yazın yolu Çeşme’ye düşenlere tavsiye edeceğim bir yer. Langusta.
Çeşme Çiftlikköy’de bulunan Langusta 1976’dan bu yana sahibi Tuğrul Erol tarafından işletiliyor. Aslen Yunanistan Kavala kökenli olan Tuğrul bey Ege lezzetlerini sunduğu balık restoranında servisi Yunan müziği ile tamamlıyor. Tuğrul bey hazır cevap, nüktedan bir kişiliğe sahip. Hamarat, mutfağa da servise de yetişiyor. Mekan son derece basit döşenmiş, fazla bir beklentiniz olmasın. Pembe kahve sandalyeleri ve beyaz masa örtüleri ortama sıcaklık katmış. Masalardaki çiçekler de bu sıcaklığı tamamlamış.Mekanın ismi burada servis edilen Langusta yani Böcek’ten geliyor. Istakoz’un akrabası olan Böcek Çeşme sularında düzenli olarak balıkçılar tarafından yakalanıyor. Böcek önce haşlandıktan sonra mangalda ızgara ediliyor. Masanıza büyük bir tepsi içerisinde ikiye bölünmüş olarak servis ediliyor. Size beyaz etini kabuklarından ayıklamak kalıyor. Istakoz ve yengeç eti sevenler Langusta’ya bayılacaklardır. Langusta’da Böcek dışında diğer deniz ürünlerini de bolca ve taze olarak bulabiliyorsunuz. Ahtapot, karides, kalamar ve mevsimine göre balık çeşitleri mevcut. Böcek siparişinizi ister göz kararı ister tartı yardımı ile verirken mezelerinizi de sipariş edebilirsiniz. Ancak buradaki bir usül sizi şaşırtabilir, tabaklarınızı, mezelerinizi ve içeceklerinizi kendiniz bir tepsi ile masanıza taşıyorsunuz. Mezelerden deniz börülcesi olması gerektiği gibi, taze ve lezzetli. Üstü bol sarımsaklı geliyor, bence sarımsak kokmaktan çekinmeyin mutlaka böyle bol sarımsaklı yiyin. Yoğurtlu patlıcan her zaman favori mezelerimden olmuştur. Burada üstü zeytinyağlı ve tek zeytinle süslenmiş olarak sunuluyor. Estetik ve leziz. Zeytinler ve zeytinyağı Tuğrul beyin kendi bahçesinden. Buraya özgü bir meze ise Kayakoru. Bu, deniz kenarında yetişen bir ottan yapılan bir tür turşu. Tuğrul bey Kayakoru’nu kendisi hazırlıyor. Benim ağız tadım için biraz fazla sert ancak sevenleri çok. Yiyecekleriniz ile birlikte masaya çok şık bir tabak içerisinde kızarmış ekmek servis ediliyor. Ekmek yemek istemiyorsanız bile bu tabağı gördükten sonra yiyiyorsunuz :) Tuğrul bey bizleri uğurlamadan önce minik bardaklarda sakız likörü ikram ediyor. Sakız likörü Çeşme’nin hemen karşısındaki Sakız adasından geliyor. Çeşme’de de satılan bu likörü ben de evden hiç eksik etmem! Ve de Tuğrul bey son olarak birde özel bir ot tavsiye ediyor, Kantaron otu. Kansere iyi geldiğini söylüyor, merak edenler araştırabilir. Bu yaz yolu Çeşme’ye düşenlere şimdiden afiyet olsun.

Cumartesi, Haziran 07, 2008

Curry 36

Damak tadına düşkün birinin Berlin’in de mutlaka tatması gereken bir lezzet, Currywurst. Currywurst deyince Berlinliler’in ilk aklına gelen yer de Curry 36. Curry 36, Kreuzberg’in Mehringdamm caddesinde 36 numarada bir sosis büfesi. İsminide kapı numarasından almış.

Daha Büyük Haritayı Görüntüle

Mekanda oturacak yer yok, yemeğinizi self-servis satın aldıktan sonra büfenin önündeki kiosklarda ayakta yiyiyorsunuz. Büfe sabah 9’dan gece 4’e kadar açık, ve çoğu zaman önü oldukça kalabalık, son derece popüler bir yer. Burada güleryüzlü çalışanlardan hızlı ve iyi hizmet alıyorsunuz. Buranın en önemli yiyeceği Alman usulü hazırlanmış sosisi, Currywurst. Sosisin özelliği dilimlendikten sonra üstüne ketçap ile birlikte toz halinde köri (curry) baharatı dökülerek servis edilmesi. Gerçekten daha önce tatmadığınız farklı bir lezzet sizi bekliyor. Yanında genelde ekmek ya da patates kızartması sunulmak ile birlikte isteğe bağlı olarak sade yada kızarmış soğan ile de birlikte yenebiliyor. Currywurst’unuzu kabuklu ya da kabuksuz olarak sipariş edebiliyorsunuz. Currywurst Almanya’nın Berlin, Hamburg kentleri ve Ruhr bölgesine has bir yiyecekmiş. Bu sosun nasıl bulunduğu ise tartışma konusu.

Curry 36'da Currywurst’un yanısıra Bockwurst adlı diğer bir sosis çeşidi, Bulette adlı bir tür köfte, kızarmış tavuk gibi farklı yiyecekleri de bulabiliyorsunuz. Bockwurst da bir tip Alman sosisi. 1889’da R.Scholtz adlı bir restoran sahibi tarafında bulunmuş. Etin içerisine tuz, beyaz biber ve paprika konularak hazırlanıyor, yanında genelde hardal ile haşlanmış olarak yeniliyor. Dilerseniz http://www.curry36.de/ adresine uğrayarak web sitelerinden çeşitli Curry 36 hediyelik eşyaları da satın alabilirsiniz. Curry 36’ya gelmişken yakınlarında bulunan, zamanında Doğu ve Batı Almanya arasında önemli bir sınır kapısı olmuş olan Checkpoint Charlie’yi de ziyaret etmenizi öneririm.