Cumartesi, Ağustos 01, 2009

Besler İnegöl Köfte

Besler Köfte’nin mazisi 1800’lü yılların sonuna dayanıyor. 1842 Bulgarsitan, Filibe, Pazarcık doğumlu Köfteci Mustafa Efendi 1890’da İstanbul Fatih’e göç ediyor ancak Fatih’teki ilk İstanbul yangınında evleri ve malları kül olunca 1893’te İnegöl’e göç ediyor. İnegöl çarşısında kardeşi Ahmet Efendi ile Bursa-Ankara yolu üzerinde bulunan cadde üzerinde bir kebapçı dükkanı açarak Bulgaristan’daki mesleğini burada devam ettiriyor ve de İnegöl köftesinin temeli burada atılıyor.

O dönemlerde kıymayı zırh ile kıyıyorlarmış tabii artık günümüzde makine kıyması yiyiyoruz. Yine o dönemde köfte küçük küçük değil büyük parçalar halinde pişirilir ve tane ile satılırmış.

Köftenin Bulgaristan’daki isminin Kebapçe olduğunu anlatıyor Mesut Besler. 20 cm. uzunluğunda, silindir şeklinde hazırlanırmış oralarda köfte. Tadı İnegöl’dekine çok benziyormuş ancak tek fark içinde domuz eti de bulunmasıymış.Bulgaristan’da Kebapçe geçmişte yanında ballı ya da şekerli soğuk süt ile birlikte servis edilirmiş.

O günlerden bugünlere aile içinde devredilerek ulaşan meslek bugün 4. Kuşak Mesut ve Müfit Besler tarafından Besler markası altında devam ettiriliyor.

Besler Köfte’nin 3 şubesi olmakla birlikte biz İnegöl çarşısındaki merkeze gittik. Restoran tarihin izlerini taşıyan bir dükkan içerisinde. Restoranın girişinde rastladığımız masanın üstündeki büyük balkabağı da bize güzel bir sipriz oluyor ve de içeride tatlı niyetine ne yiyebileceğimizin sinyalini veriyor.


Daha Büyük Haritayı Görüntüle

Restoran küçük bir salon ve daha küçük bir asma kattan oluşuyor. Burada günde 500-600 kişiye hizmet veriyorlarmış. Müşterilerin çoğunluğunu şehir dışından gelen misafirler oluşturuyorlarmış. İçeride sıcak bir hava var. Garsonlar pırıl pırıl, güleryüzlü ve işinin ehli. Tüm çalışanlar aile fertlerinden oluşuyor.

Masanıza oturduğunuzda masaya önce zeytinyağlı domates-biber karışımı salça tabağı ve de üstü zeytinyağlı ve Çıbrıka otlu (Bulgaristan’da ki ismi Çıbrıtsa) kızarmış ekmekler geliyor. Bu sırada siz siparişlerinizi veriyor ve aperatiflerin tadını çıkarıyorsunuz.

Sonra köfteleriniz geliyor. Köfteler küçük yassı şekilli, dışı iyi, içi az pişmiş kıvamda. Son derece leziz, yumuşak ve yağlı. İlk başta tabaklarımıza 3’er köfte geliyor tabii yanında taze domates, soğan ve mangalda pişmiş biberi ile birlikte.Sonra şişlere dizilmiş şekilde köftelerin devamı servis ediliyor, amaç köftelerin beklerken soğumasını ve lezzetini kaybetmesini önlemek. Bu iyi köftecilerde sıkça rastladığım bir metod. Köftenin içeriğinde dörtte üçü dana kıyma, dörtte biri kuzu kıyma, kırmızı soğan ve tuz var. Ekmek, karbonat ve baharat yok. Köfte hamuru hazırlandıktan sonra 2 gün dolapta bekliyormuş, soğanı pişirileceği gün ekleniyormuş.

Köfte ile birlikte sipariş verdiğimiz piyaz bugüne kadar yediklerimin içinde en iyilerinden. Fasülyeler büyük ve lezzetli, diğer malzemeleri taze. Mutlaka denemeli.

Yemeğin yanında bir Bursa klasiği Uludağ gazoz ve şıra içmeyi de ihmal etmiyoruz.Tatlı olarak bir potpori sipariş ediyoruz. Tahinli sütlü Nuriye, fındıklı sütlü Nuriye, Kemalpaşa tatlısı ve girişte kardeşini gördüğümüz bal kabağı tatlısı bizi son derece memnun ediyor. Kahvelerimizle birlikte ikram gelen meyveli gazoz da hoş bir tad bırakıyor damaklarımızda.

Eline sağlık Besler ailesi.

Ayrıntılı bilgi: www.inegolkoftesi.com