Hain Köfte
Hain Köfte 1999 yılında 2 köfte sever, asıl işi matbaacılık olan Baloğlu kardeşler tarafından açılmış. Güzel bir espri ile de 2000 yılında kuruluş seneleri 1999’u sloganlarına taşımışlar, “Bir asırlık tecrübe” :) Matbaa işlerinin yoğunluğu nedeni ile burayı 2003 senesinde arkadaşları Kemal Armağan Çeşmecioğlu’na devretmişler. Burası ağırlıklı çevredeki işyerlerinde çalışanların öğlen saatlerinde geldiği bir yer.
Daha Büyük Haritayı Görüntüle
Mekan şık ama aynı zamanda mütevazi. Duvarlarda buraya uğramış ünlü kişilerin isimlerinin yazdığı küçük pirinç levhalar dikkatinizi çekiyor. Liseyi okuduğum İzmir Amerikan Koleji’nin tiyatro salonun koltuklarının arkasında da tiyatronun yapımı için bağış yapanların isimleri aynen böyle pirinç levhalarda yazardı, bana orayı hatırlattı :) Birçok lokantanın duvarlarında rastlayacağımız ünlülerin oralarda yemek yerken çekilmiş fotoğraflarını koyma geleneğinin modern bir şekli olmuş. Piyaz gayet lezzetli. Kullanılan zeytinyağı has, buranın kalitesine yakışmış. Malzeme temiz ve taze.
Ekmekler bir halk köftecisi modunda büyük parçalar şeklinde kesilmiş olarak masaya geliyor. Tombul ve yumuşaklar. Köfteler gelmeden önce zeytinyağına bandıra bandıra gidiyor. Köfteler yaklaşık 15-20 dakikada masaya geliyor, servis biraz daha hızlı olsa fena olmaz. Pişen köfteler servis için bekletilirken sıcak şişlere takılıyor. Bu başka işini iyi bilen köftecilerde de gördüğüm, köftelerin içini sıcak tutmak için kullanılan doğru bir yöntem. Hain Köfte ile tanışmamı sağlayan ağzının tadını iyi bilen arkadaşım Murat Yeldekalmazer Baloğlu kardeşlerin köfte hamurunun formülü üzerinde uzun süre çalıştıklarını söyledi. Köftenin tadı gayet güzel, kıvamı yerinde ama çok özel bir formül olduğunu sanmıyorum. Türkiye’nin birçok yöresinde yediğim lezzetli köftelerden öne çıkan özel bir tat yakalamadım. Belki de mekan devrolduktan sonra ilk baştaki lezzetini kaybetmiş olabilir. Ama köftede kıymadan sakınılmadığını, ekmek içinin oranının abartılmadığını hissediyorsunuz. Köfte tabağında diğer köftecilerden farklı olarak pişmiş domates-biber ve acı sosun dışında kabuklu, kızarmış patates de bulunuyor. Bu da mekanın modern tarzının bir başka yansıması. Modern tarzın son açılımını ise tatlıda yaşadık. Başka hiçbir köftecide rastamadığım krem kremel’i burda yedim, karamelize kıvamı, şekeri yerinde oldukça başarılı bir krem kremel idi, tavsiye ederim. Bu deyimde bana eşlik eden Boran Çelikkol, Tolga Tunçsav ve Murat Yerdakalmazer’e teşekkürler.