Pazar, Şubat 24, 2008

Turistik Et Lokantası

Turistik Et Lokantası, Mardin’in merkezinde 1981’den bu yana hizmet veren Mardin yemekleri ile tanınmış bir lokanta. Sahibi İbrahim Nayıroğlu ilk esnaf lokantasını 1963’de Mardin’in Diyarbakır kapısı semtinde açmış, çekirdekten yetişmiş bir aşçı.Turistik Lokantası, adı üstünde Şark köşesi ile turistik bir havaya sahip, yanınınızda yabancı konuklarınız var ise onlara Şark köşesinde otantik bir deneyim yaşatabilirsiniz. Lokantanın menüsü geleneksel Mardin mutfağını yansıtıyor. İbrahim bey, mümkün olduğunca çok yemeği tadabilmem için bana karışık bir tabak yaptırdı. Tabağın spesiyali tabiiki Mardin’in meşhur Kaburga Dolması idi. Bu yemek için kuzu kaburgasının içine badem, kuş üzümü, iç pilav ve baharat konarak kaburga dikiliyor, kaynatılıp sonra fırınlanıyor. Baharat buraya özgü karabibere benzeyen farklı bir baharat çeşidi. Kaburga dolmasının eti beklediğim kadar yumuşak çıkmadı ama yine de lezizdi. Sembuse, bir çeşit kapalı lahmacun. İçerisinde soğan, kıyma, maydanoz bulunuyor.

İçli köfte, bildiğimiz tipik içli köfte, tarife gerek yok sanırım.

İşkembe dolması, kuzu işkembenin içinin kuşbaşılık kuzu eti, pilav ve nane ile doldurularak kaynatılması ile hazırlanıyor.

Etli ekmek, et, baharat, kimyon, karabiber, nane, kırmızı toz biber, ve biber salçası karışımı ile hazırlanan hamurun kızartılması ile yapılıyor, ben bayıldım.
Yemeğimin yanında kendi yaptıkları ayranı da geleneksel kasesinde içtim tabiiki. Yemeğin ardından finali kabak tatlısı ile yaptım. İbrahim bey kabakları Bolu’dan getirtiyormuş.Benim orda bulunduğum günde çıkmadığı için tatma fırsatım olmadı ama Turistik’in Mardin güveci ve yöreye özgü Zerde tatlısı da denenmesi gereken diğer tatlar imiş. Umarım siz gittiğinizde yakalarsınız :)

Cumartesi, Şubat 09, 2008

Serinoğulları Dinlenme Tesisi

İstanbul’dan Saros körfezine scuba için giden dalgıçların yıllardır vazgeçilmez mekanı Serinoğulları Dinlenme Tesisi, yenilenen dekorasyonu ve değişmeyen lezzetli yemekleri ile hizmete devam ediyor. Haftasonu dalışları için Saros’a giden dalgıçların adeti burayı bir buluşma noktası olarak kullanmak, Cumartesi sabahı gidiş yolunda kahvaltı Pazar dönüşte ise akşam yemeği için buraya uğramaktır. Hatta bir zamanlar burada satılan Metaxa’ları (Yunan konyağı) dalış sonrası dönüş ödülü olarak almak da adettenmiş. Sabah kahvaltısı için buraya uğramışsanız Ezogelin çorbasını denemenizi öneririm. Kemik suyu ile pişirilen bu çorba sabahın erken saatlerinde içinizi ısıtacak. Öğlen ya da akşam saatlerinde buraya uğrarsanız tabiiki buranın klasiği Tekirdağ köftesinden yemelisiniz. Köftelerini Trakya yöresine ait erkek dana etinden yapıyorlar. Dananın bonfile ve biftek bölümleri hariç tüm etlerini kıyma hamurunda kullanıyorlar. Köftede ekmek içi, kimyon, kekik, karabiber ve az miktarda karbonat kullanılıyor. Köftenin elastiki yapısı etin cinsinden ve karbonatdan kaynaklanyormuş. Köftede irmik genelde kullanılmıyor anca bazen et fazla yağlı ise bir miktar kullanıldığı oluyormuş. Köftenin yanı sıra kuzu tandırları da yenilebilir. Ama asıl masadan eksiz edilmemesi gerekenler tabii ki piyaz ve de tam ağzınıza layık olan yoğurtları. Yoğurtları özel, koyun ve inek sütünden hazırlanıyor. Sütler yakınlardaki Gazioğlu köyünden geliyormuş. Yemeğinizin ardından yola devam etmeden önce lezzetli Türk kahvelerinden de içebilirsiniz. 1989’dan bu yana Tekirdağ’ın Malkara’ya yönüne doğru çıkışında faaliyet gösteren Serinoğulları, Mustafa, Orhan ve Ali Serin kardeşlere ait. Burasının yanısıra Tekirdağ’da 2 lokantaları daha var. Ali Serin, kalite, hizmet ve temizliğin kendileri için en önemli unsurlar olduğunu söylüyor. Dalgıçlar arasındaki ünlerini de leziz yemeklerin yanısıra uygun fiyatlar ve temiz tuvaletleri sayesinde kazanmışlar.

Daha Büyük Haritayı Görüntüle
Serinoğulları’nı keşfetmemi sağlayan arkadaşım Berk Dinçmen’e teşekkür ederim.

Eğer yolunuz bu taraflara düştüyse Gelibolu tarihi yarım adasını ziyaret etmenizi, eğer ihtiyacınız olursa Özlem Gündüz ve Eric Goossens çiftine ait Gelibolu Evleri adlı butik otelde konaklamanızı tavsiye ederim.