Akçaabat köfte eskiden yörenin etleri ile hazırlanırken artık Bayburt, Amasya, Giresun, Doğu Anadolu illeri ile de takviye ediliyormuş. Nihat bey et seçiminde pancar, küspe gibi yiyecekler ile beslenmeyen hayvanların seçilmesini tavsiye ediyor.
Köftede dana eti, sarımsak, etin kendi yağı, ve ekmek kullanılıyor. Yağ oranı çok değil genelde %10 civarında. Ayrıca %13 civarında ekmek içi kullanılıyor. Baharat kullanılmıyor, bu sayede köfteyi ağzınıza attığınızda sarımsağın hoş aromasını hemen hissediyorsunuz.
30 gramlık makine köftesi ya da 60 gramlık geleneksel el köftesi sipariş edebiliyorsunuz. Restoranda ciddi bir sürüm olduğu için artık el ile köfte hazırlamak mümkün olmuyormuş, makine sistemine zorunlu olarak geçilmiş. Bunun için Nihat bey İtalya’dan el ile yoğurma tekniği kullanan özel makineler getirtmiş. Yoğurma, şekillendirme tamamen el değmeden yapılıyormuş. Eğer gittiğinizde bitmemiş ise ben yinede el ile hazırlanan köfteyi yemenizi tavsiye ederim, her ikisini birden tadarsanız farkı anlayacaksınız.
Köfteniz ile birlikte kendi markaları le ürettikleri ayranı da tatmanızı öneririm, işletmenin profesyonelliğini ayranda da görüyorsunuz.
Yemeğinizin ardından kendi geliştirdikleri baklava benzeri özel tatlılarını mutlaka yemelisiniz. Tatlıyı ısırdığınızda yumuşacık, ılık bir tat yakalıyorsunuz. İçinde muhallebi ya da kaymak var zannediyorsunuz halbuki fındık, şeker ve tereyağından başka bir şey yok. Akçaabat’da köftenizi yedikten sonra ilk önce Sümela Manastır’ını ziyaret etmenizi ardından da Trabzon’un Hamsiköy adlı beldesine çıkmanızı, burada doğanın tüm güzellikleri ile birlikte Osman Usta’nın elinden meşhur Hamsiköy sütlacını yemenizi tavsiye ederim. Köfteniz ile birlikte kendi markaları le ürettikleri ayranı da tatmanızı öneririm, işletmenin profesyonelliğini ayranda da görüyorsunuz.
Sütlaç, restoranlarda yediğiniz sarı renkte, fırınlanarak üstü yakılmış sütlaçdan değil, annelerimizin evde yaptığı krem renkte, pirinçlerin dişinize geldiği sütlaç tipinde. Bu kadar lezzetli olmasının en önemli sebebi kullanılan sütün kalitesi. Ayrıca nişasta, yumurta sarısı, su gibi katkı maddeleri de kesinlikle kullanılmıyor. 1933’de Atatürk’ün burada sütlaç yemesi ie ünlenen beldenin ününü neden hakettiğini sütlacı tadınca anlayacaksınız!
OFFF OFF HAKKI BEY, YİNE NELER YAZIP, RESİMLEMİŞSİNİZ.NASIL GİDECEĞİZ ORALARA BİLMEMKİ, BİR DE GÜYA BABA TARAFINDAN TRABZON OF'LUYUZ:)))
YanıtlaSilo sutlac� var ya tek kas�kla yutar�m simdi onumde olsa ha ha :))
YanıtlaSilirem
ben nihat usta'ya en son haziran 2007de gittim açıuk havada oturmak da çook güzel; yemeğin üzerine denize karşı çay içmek de..
YanıtlaSiltavsiye ederim :)
bu yazıyla ilgisi yok ama KApalı Çarşının Nuruosmaniye tarafındaki Şahin Ustadan döner yediniz mi bilemem.. tavsiye ederim..
YanıtlaSilBerilin Annesi, durduğunuz kabahat :)
YanıtlaSilLilium, Arby's Beef&Cheddar seven birinin tavsiyelerini her zaman dinlerim, aldım listeye ;)
off süper olmuş mükemmel
YanıtlaSilköftede Nihat Usta gerçekten bir numara.
YanıtlaSilhayatımda gördüğüm en nezaketsiz servis elemanlarından oluşan bir restorant. müşteri memnuniyetini hiç dikkate almayan bu nedenle yemeklerinin ikinci planda düşündüğüm bir yer
YanıtlaSilforum nihat ustadan bahsediyorum
YanıtlaSil