Pazar, Kasım 11, 2007

Nihat Usta

Akçaabat Köfte denilince akla ilk gelen isim olan, 1974’den bu yana hizmet veren, meşhur köfteci Nihat Usta Akçaabat sahil de büyük tesisi ile sizi karşılıyor. Buraya ilk olarak 2003 senesinde gitmiş idim, o zamanlarda şu anda ki restoranının yaklaşık üçte biri kadar, masaların kolonya ile temizlendiği mütevazi bir köfteci idi. Aradan geçen 4 senede Nihat bey köftecisini et, balık ve yöresel yemeklerin de menüde yer aldığı, garsonların kıyafetlerinden, teknik altyapısına kadar herşeyi ile iddialı bir restoran haline getirmiş. Bunda Nihat Bey’in yenilikçi karakteri etkili olmuş. Akçaabat Köfte 1945’lerde ortaya çıkmış, o yıllarda bu köfteyi ilk yapan kişiler Varak Ali, Eşref Usta, Çolakoğulları, Samancılar adlı köftecilermiş. Nihat bey, işi 2. kuşak ustalardan Karadeniz Köfte Salonu’nun sahibi Abdullah Komar’dan öğrenmiş.

Akçaabat köfte eskiden yörenin etleri ile hazırlanırken artık Bayburt, Amasya, Giresun, Doğu Anadolu illeri ile de takviye ediliyormuş. Nihat bey et seçiminde pancar, küspe gibi yiyecekler ile beslenmeyen hayvanların seçilmesini tavsiye ediyor.

Köftede dana eti, sarımsak, etin kendi yağı, ve ekmek kullanılıyor. Yağ oranı çok değil genelde %10 civarında. Ayrıca %13 civarında ekmek içi kullanılıyor. Baharat kullanılmıyor, bu sayede köfteyi ağzınıza attığınızda sarımsağın hoş aromasını hemen hissediyorsunuz.

30 gramlık makine köftesi ya da 60 gramlık geleneksel el köftesi sipariş edebiliyorsunuz. Restoranda ciddi bir sürüm olduğu için artık el ile köfte hazırlamak mümkün olmuyormuş, makine sistemine zorunlu olarak geçilmiş. Bunun için Nihat bey İtalya’dan el ile yoğurma tekniği kullanan özel makineler getirtmiş. Yoğurma, şekillendirme tamamen el değmeden yapılıyormuş. Eğer gittiğinizde bitmemiş ise ben yinede el ile hazırlanan köfteyi yemenizi tavsiye ederim, her ikisini birden tadarsanız farkı anlayacaksınız.
Köfteniz ile birlikte kendi markaları le ürettikleri ayranı da tatmanızı öneririm, işletmenin profesyonelliğini ayranda da görüyorsunuz.
Yemeğinizin ardından kendi geliştirdikleri baklava benzeri özel tatlılarını mutlaka yemelisiniz. Tatlıyı ısırdığınızda yumuşacık, ılık bir tat yakalıyorsunuz. İçinde muhallebi ya da kaymak var zannediyorsunuz halbuki fındık, şeker ve tereyağından başka bir şey yok. Akçaabat’da köftenizi yedikten sonra ilk önce Sümela Manastır’ını ziyaret etmenizi ardından da Trabzon’un Hamsiköy adlı beldesine çıkmanızı, burada doğanın tüm güzellikleri ile birlikte Osman Usta’nın elinden meşhur Hamsiköy sütlacını yemenizi tavsiye ederim.

Sütlaç, restoranlarda yediğiniz sarı renkte, fırınlanarak üstü yakılmış sütlaçdan değil, annelerimizin evde yaptığı krem renkte, pirinçlerin dişinize geldiği sütlaç tipinde. Bu kadar lezzetli olmasının en önemli sebebi kullanılan sütün kalitesi. Ayrıca nişasta, yumurta sarısı, su gibi katkı maddeleri de kesinlikle kullanılmıyor. 1933’de Atatürk’ün burada sütlaç yemesi ie ünlenen beldenin ününü neden hakettiğini sütlacı tadınca anlayacaksınız!

9 yorum:

Adsız dedi ki...

OFFF OFF HAKKI BEY, YİNE NELER YAZIP, RESİMLEMİŞSİNİZ.NASIL GİDECEĞİZ ORALARA BİLMEMKİ, BİR DE GÜYA BABA TARAFINDAN TRABZON OF'LUYUZ:)))

Adsız dedi ki...

o sutlac� var ya tek kas�kla yutar�m simdi onumde olsa ha ha :))

irem

zzeinepp dedi ki...

ben nihat usta'ya en son haziran 2007de gittim açıuk havada oturmak da çook güzel; yemeğin üzerine denize karşı çay içmek de..
tavsiye ederim :)

Lilium Bosniacum dedi ki...

bu yazıyla ilgisi yok ama KApalı Çarşının Nuruosmaniye tarafındaki Şahin Ustadan döner yediniz mi bilemem.. tavsiye ederim..

Hakkı Arıkan dedi ki...

Berilin Annesi, durduğunuz kabahat :)

Lilium, Arby's Beef&Cheddar seven birinin tavsiyelerini her zaman dinlerim, aldım listeye ;)

Adsız dedi ki...

off süper olmuş mükemmel

Gurme dedi ki...

köftede Nihat Usta gerçekten bir numara.

Adsız dedi ki...

hayatımda gördüğüm en nezaketsiz servis elemanlarından oluşan bir restorant. müşteri memnuniyetini hiç dikkate almayan bu nedenle yemeklerinin ikinci planda düşündüğüm bir yer

Adsız dedi ki...

forum nihat ustadan bahsediyorum