Pazar, Eylül 23, 2007

Özsakallı Köfteci

Ağzımın Tadı'nın konuk yazarlarından sevgili Cüneyt Değerli yeni önerisi ile tekrar aramızda. Teşekkürler Cüneyt :)

Ağzımın tadında uzun zamandan sonra yine sizlerle birlikteyim. Hakkı Dayı giderde, ben boş durur muyum lezzet mekanlarının o eşsiz tadını mideye indirmekte.

Bodrum’u hemen hepimiz bembeyaz evleri ile tanır, turizm, tatil beldesi, koylar, eğlence ve gece hayatı deyince ilk aklımıza gelen yer olarak biliriz. Ama ne var ki başka farklı özellikleri de varmış bu harika beldenin. 20 seneden fazladır Bodrum’a gidip, gezmedik yerini bırakmayan biri olarak, bu Ağustos ayında ki yeni lezzet keşfim beni şaşırttı, senelerdir burnumun dibi kadar bir yeri keşfetmemiş olmaktan hem biraz utanç, hem de biraz şaşkınlık duymadım değil doğrusu… Eminim benim gibi, birçoğunuz da geçip gitmiştir bu çarşı içinden hiç farkında olmadan. Özsakallı Köfteci Bodrum Merkez Yeni Çarşı’nın hemen içinde oldukça bilinen bir köfteci. Merkeze girişte ana caddede bulunan Adliye Cami’inden arka tarafa çarşıya doğru girdiğinizde sağdan 2. sokakta zaten kime sorsanız gösteriyor Özsakallı’yı. Özsakallı Köfteci 60 yıldan beri bu işle uğraşıyor. Dededen kalma işi devam ettiriyorlar.. Şu an işin başında Bilal Alpay Bey bulunuyor.

Köftenin en büyük farklılığını en başta görsel olarak algılayabiliyorsunuz. Bildiğimiz köfteden çok, kebap benzeri bir şekilde hazırlanıyor ve uzun parçalar halinde servis ediliyor.

Bir porsiyonu oldukça doyurucu, 3 uzun parça köfte bulunuyor servis içinde. Tabi, ben her zaman olduğu gibi 1,5 porsiyon yemekten geri kalmadım. Lezzetinin ayrıcalığını ise öncelikle yörenin hayvanlarının sadece kaburga etlerinin kullanılması oluşturuyor. Köfteye ayrı bir lezzet katmak içinde çok az miktarda kuyruk yağı karışımı ilave ediliyor. Izgaradan çıkan köfte, ateşte pişirilmiş biber, domates ve yanında maydanozlu soğanla birlikte servis yapılıyor. Gerçekten de daha ağzınıza bile götürmeden, tabakta duran köftenin o kokusu, farklı bir lezzet olduğunu size hissettirmeye yetiyor. Tabi, köfte ile birlikte halis Ege sızma zeytinyağı kullanılan piyazınızda hemen yanında hazır. Her şey günlük, taptaze ve lezzetli.
Özsakallı’da aynı zamanda, ağırlığı zeytinyağlı olmak üzere13 çeşit ev yemeği de yapılıyor ve köfte ile birlikte dileyen misafirler bu lezzetleri tadabiliyor. Akşam en geç 21:00-22:00 gibi mekanda tüm ürünler tükeniyor.

Servis yapan arkadaşlar ise hızlı, ilgili ve sıcakkanlılar, oturur oturmaz masanız temizleniyor ve hızla siparişiniz alınıyor. Gerçekten damak zevkinizi fazlası ile tatmin edecek bir tadı var Özsakallı Köfteci’sinin. Fiyatlar ise oldukça makul, mekânın özellikle yaz aylarında fazla kalabalık olduğunu ise söylemeye sanırım gerek yok. Ancak yoğunluğa rağmen siparişiniz çok kısa zamanda masanıza ulaşıyor. Müdavimleri de pek çok Özsakallı’nın ve yıllardır bu lezzeti değiştirmeyen insanlar. Bodrum’u bir başka pencereden görmek, yöreye has etin lezzetini yerinde tatmak için ideal bir mekân Özsakallı Köfteci. Yaz kış açık olan mekânı Bodrum’a giden herkese öneriyorum. Afiyet olsun arkadaşlar.


Cüneyt Değerli

Pazar, Eylül 16, 2007

Mini Köşk

İzmit’e yolunuz düşerse Kandıra’ya doğru İzmit çıkışında Mini Köşk’e uğramalısınız. Mini Köşk İsmail Solmaz ve ortağı Hüseyin Pancar tarafından 1999’da kurulmuş. Aslen Adapazarılı olan ve 39 yıldır besicilik, kasaplık ve yem ticareti ile uğraşan ortaklar 99 depreminde işyerlerinin yıkılması sonucu farklı bir mesleğe yönelmek zorunda kalmışlar. Eski meslekleri ile ilintili olduğu için de köfte ve et salonu açmışlar. Mini Köşk ismini koymalarının sebebi işe ilk başladıklarında 10 masalık ufacık bir lokanta açmış olmaları imiş. Ancak o ufak lokantayı bugün önünde hafta sonları arabanızı park edecek yer bulmakta zorlandığınız, 2 katlı büyük bir tesis haline getirmişler. İsmail bey başarılarının sebebini gece gündüz sabırla devamlı çalışma olarak açıklıyor. İsmail beye göre başarılarının diğer bir sırrı ise farklı konulara değil sadece kırmızı ete odaklanmaları, geçmişten gelen deneyimleri ile hayvancılığı, eti iyi bilmeleri, eti kasaptan alıp işlemek yerine işlemin her safhasını bizzat kendilerinin yürütmesi. Yanlarında 18 kişi çalışıyor ama kendileri her gün mutlaka işin başında.
Mini Köşk’te siz siparişinizi beklerken masanıza köy ekmeği ile birlikte bal-kaymak ve biber sosu tabakları ikram ediliyor. Kaymak yöresel manda kaymağı, Bal ise bir akrabalarının ürettiği aromatik, katkısız çiçek balı. Siparişlerinizi beklerken bu doğal ikramlar sabırsızlanmanızı önlüyor.
Mini Köşk’ün köftesi tipik kasap köftesi. Dana ve az miktar kuzu etinden hazırlanıyor. Etin kaburga ve diğer bazı bölümleri kullanılıyor. Kıyma ile birlikte köfte hamuruna karabiber, kekik, kimyon, pul biber, tuz, soğan, maydanoz, çok az ekmek içi ve bazı diğer çeşitli baharatlar ekleniyor. Son derece leziz bir köfte, baharatının kıvamı yerinde. Pazarları mekân çok kalabalık, lokantanın önü İzmit ve İstanbul’dan plakalı arabalar ile dolu. Kalabalıktan dolayı Pazar günü sıra beklemek istemezseniz tenha olduğu saatlerde giderseniz çok daha memnun kalırsınız. Yoğunluktan ötürü biz köftelerimizi yarımşar porsiyonlar halinde almak durumunda kaldık.
Köftenin yanı sıra sucuk, pirzola, biftek gibi et çeşitleri de menü de yer alıyor. Sucuk, bol baharatlı başka kolay bulamayacağınız bir lezzette, yemeden masadan kalmayın, ben yemeye doyamadım. Izgara etleri herhangi bir terbiye ya da işlemden geçirmeden doğal hali ile pişiriliyor. Yemeğinizin yanına toprak kaplarda sunulan yoğurttan sipariş vermenizde fayda var, doğal son derece leziz bir yoğurt. Yemeğinizin ardından Ekmek kadayıfının tadına mutlaka bakmanızı öneririm. Şerbeti karamelize edilmiş, çok farklı bir kadayıf bulacaksınız.
İstanbullular bir hafta sonu Kerpe’ye güzel bir günübirlik gezi yaparak hem hafta sonlarını değerlendirebilir hem de yolda giderken Mini Köşk’te midelerini bayram ettirebilirler.Mini Köşk'ü Deneyip Onaylayan Lezzet Kaşifleri

Pazar, Eylül 09, 2007

Fasuli

2001 yılında 4 masadan oluşan ilk lokantasını Enfes Kuru Fasulye ismi ile Cerrahpaşa’da açan Fasuli zaman içerisinde gelişerek bugünlere ulaşmış. Rize Çayeli’li Mehmet Akif Köse tarafından kurulan Fasuli’nin Tophane’deki merkezinde işletme müdürü Sn. Murat Gökçe ile sohbet ettik.
Fasuli bugün Tophane, Çapa ve ilk kurulduğu Cerrahpaşa’da hizmet veriyor. Tipik Doğu Karadeniz mutfağını modern ve şık bir tarz ile müşterilerine sunuyor. Tophane’deki restoran son derece şık, çalışanları ile temiz ve kaliteli hizmet veren bir yer, müşteri memnuniyet anketi bile düşünülmüş. Yazın terasta misafirlerinizi rahatlıkla ağırlayabilirsiniz.

İsminden de anlaşılacağı gibi menünün ağır topu kuru fasulyesi. Kuru fasulye Fahri Hüsrev’in Türkiye’ye tanıtıp meşhur ettiği Çayeli tarzında. Erzurum İspir cinsi fasulye ile Karadeniz tereyağı ile az sulu, yoğun kıvamda etli olarak hazırlanıyor. Uzun süre pişirildiği için fasulye ağzınızda dağılıyor. Sosu son derece lezzetli, keşke sosunu daha fazla koysalar da ekmek bansak dedirtecek kadar :) Yanında tabiî ki tereyağlı pilav da eksik olmuyor, o da ağzınıza layık. Yanında da kendi üretimleri ayran harika.
Menüde Karadeniz’in diğer tipik yemeklerini de bulabilirsiniz. Özel Fasuli çorbası, Mıhlama, Akçaabat köfte, Karalâhana sarması… Akçaabat köfteyi maalesef Akçaabat’taki orijinalleri kadar başarılı bulmadım umarım bu konuda Fasuli kendini geliştirir. Karadeniz yemeklerinin yanı sıra pirzola, tavuk ızgara gibi ızgara yemekleri de menü de yer alıyor. Bugüne kadar Mıhlama yememiş olan var ise burada tatmalı.
Yemeğin sonunda sütlaç, Laz böreği, baklava ya da kadayıf yiyebilirsiniz. Ben muhallebili ve fındıklı hamur tatlısı olan Laz böreğini denedim, tavsiye ederim.
Fasuli’de ki ziyafetinizin ardında hemen karşısında yer alan tarihi Tophane çeşmesini ve biraz ileride yer alan İstanbul Modern sanat müzesini (www.istanbulmodern.org) ziyaret edebilir, İstanbul Modern’de favori resimlerimden Osman Hamdi’ye ait Silah Taciri adlı resmi görebilirsiniz.

Cuma, Eylül 07, 2007

1. Yılda Teşekkürler

İlk blog girişini yaptığım 8 Eylül 2006’dan bu yana tam 1 sene geçmiş. Bu 1 senede ben ve diğer ağzının tadını bilen dostlarım 37 ayrı lezzet noktası yazmışız. Ağzımın Tadı 68 ayrı ülkedeki okuyucular tarafından 32,000 kez ziyaret edilmiş. Bunlar ile birlikte bugüne kadar lecool.com’da 5, Cumhuriyet Gezi dergisinde 2 ayrı yazım yayınlanmış. SkyTürk Cafe Net programında tanıtım ve Hürriyet gazetesinde röportaj gerçekleşmiş.

Tüm bu güzel gelişmelerin gerçekleşmesinde eleştirileri, tavsiyeleri ve yazılarıyla bana destek olan, Ağzımın Tadı’na emeği geçen lezzet kâşifi dostlara çok teşekkürler.

Sevgili

Elif Yalçınkaya Kariş, Yiğit Kariş, Erkul Yazgan, Cüneyt Değerli, Emre Erşahin, Murat Yerdekalmazer, Emre Tok, Alper Akcan, Senem Tamer Ermeç, Deniz Yalım Kadıoğlu, Berk Dinçmen, Murat Dayı, Ansı Deniz Rona, Çınar Erek, Boran Çelikkol, Çağlar Uzunali, Barış Bezel, Yusuf Özer, Erdal Ulus, Ada Öztürk, Aylin Öney Tan, Mehmet Mengenli, Gamze Körpeağaç Öcal, Alp Öcal, Neyran Erlevent, Gizem Kanbay, Burcu Beyazay, Şölen Engin, Ferah Özkan, Burcu Can, Gizem Doğu, Berrin Baş

hepinize çok teşekkürler :)