Perşembe, Aralık 21, 2006

Koç Cağ Kebap Salonu

Erzurum’a gidip de meşhur Cağ kebaptan yemeden olur mu? Yemişken tabii ki en hasını yemeli. Bende Erzurum’a gidince soluğu en meşhur cağ kebapçı olan Koç Kebap Salonu’nda aldım. Bu kebap aslen Erzurum’un Tortum ilçesine aitmiş ancak bu ilçenin dışında başka Erzurum, Kars ve Artvin ilçelerinde de geleneksel bir yemek imiş.
Koç Kebap’ın sahibi Kemal Koç’ta bu ilçeden. Lokantasını 1982’de açmış, Erzurum’un dışında bir de Bursa’da şubeleri var. Kendisinin önemli bir özelliği birçok özlü sözü olması ve bu sözleri lokantasının duvarlarına asması.Önemli bilgi, lütfen Cağ kebabı Çağ olarak isimlendirmeyin, bu şekilde isimlendiren lokantalardan da özenle kaçının zira daha ismini bile doğru bilmeyen bir yerde bu kebap asla yenmemeli. Cağ Erzurum’da ‘şiş’ e verilen isimdir.
Cağ kebap kuzu etinden yapılmakta. Et, soğan, biber ve tuzla birlikte salamuraya yatırılıp 12 saat sonra odun ateşinde yatık olarak pişiriliyor. Pişen etlere saplanan cağlar ile birlikte kesilen etler bu şişlerin üzerinde servis ediliyor. Etin yatırıldığı salamuranın verdiği aroma sebebi ile tadı gerçekten çok leziz. 1 porsiyon ile doymak imkânsız! Yemeğin ardından Erzurum yöresine ait olan tatlılardan İncir tatlısı ve Kadayıf dolması da sizi bekliyor.
Erzurum’a kadar gitmişken Erzurum Kongresi’nin yapılmış olduğu binayı ve Çifte Minare’yi de ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Pazar, Aralık 17, 2006

Anzer Sofrası

Blogun ilk yazısı olarak meşhur kurufasülyeci Hüsrev’i yazmıştım. Şimdi de Ferdi Hüsrev’in yeğeni Temel Fıstık’ın İstanbul’da açtığı Karadeniz lokantası Anzer Sofrası’nda sıra. Temel bey uzun yıllar Çayeli’ndeki Hüsrev’de dayısı ile çalıştıktan sonra çeşitli işlere girişmiş, en son olarakda bu lokantayı açmış. Burayı arkadaşım Neyran Erlevent’in tavsiyesi üzerine yine Anzer’in müdavimlerinden Gamze-Alp Öcal çifti ile birlikte ziyaret ettim. Pek de memnun kaldım ancak tavsiye yazısını benim değil burayı asıl keşfeden arkadaşım Neyran’ın kaleminden (pardon klavyesinden :)) okuyacaksınız. Teşekkürler Neyran!

“Sarıyer Anzer Sofrası Karadenizli Temel Bey tarafından kurulmuş Sarıyer’in arka sokaklarından birinde hizmet veren orta büyüklükte bir lokantadır. Anzer sofrasına girdiğinizde dikkatinizi çekecek olan ilk şey duvarlarını süsleyen ünlülerin fotoğraflarıdır. Bu fotoğraflar arasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da bir fotoğrafı vardır. Fakat benim en beğendiğim fotoğraf; Erdoğan’ın fotoğrafı önünde poz vermiş bir vatandaşın fotoğrafıdır. (sanırım kendini yakın hisettmiş J ) İçerideki televizyonda sürekli Karadeniz TV kanalı açıktır ve Karadeniz görüntüleri eşliğinde halk türküleri çalar. Çalışanlar çok içtendir ve her gidişinizde Karadeniz fıkralarına konu olacak bir olay mutlaka yaşarsınız! Anzer Sofrası’nın menüsünde en başta “Dünyaca Ünlü Meşhur Kurufasulye” bulunmaktadır. Kurufasulyeyi tasvir etmek için menüde şu cümle kullanılmıştır: “Tartışmasız bir sistem dahilinde yapılan dünyaca ünlü kurufasülye” Erzurum İspir’den gelen kurufasülyenin taneleri iri ve etlidir. Fasulyenin içinde çok az miktarda et vardır ve kısık ateşte yaklaşık 7 saat pişirilerek yapılmaktadır. Fasülyenin yanında Trabzon tereyağıyla yapılan pilav, cacık ve turşu mutlaka yenilmelidir. Kurufasülye’nin lezzeti kurufasülye sevmeyenlere bile parmaklarını yedirtecek cinstendir.
Menüdeki tek yemek elbette kurufasulye değildir. Mıhlama, hamsi tava, turşu kavurma, laz böreği tatlısı gibi diğer Karadeniz yemekleri de Menü’de yer almaktadır. Tatlı olarak Laz Böreği Tatlısı denenmelidir. Börek denildiğine bakmayın bu bir tatlıdır. Börek gibi yufka yaprakları vardır ve bunların arasına muhallebimsi bir şey konulmuştur ve şerbetlidir.” Neyran Erlevent.

Turşu Kavurma
Temel Bey'in ziyaretçilerinden birisi de damak tadını çok beğendiğim Prof.Artun Ünsal olmuş.

Perşembe, Aralık 07, 2006

Beşiktaş Köftecisi Recep Baba

Beşiktaş çarşısında hemen Balık Pazarı’nın karşısındaki Şair Leyla sokağın içinde yer alan Beşiktaş köftecisi Recep Parlaöz tarafından 1963’de Beşiktaş ana cadde’de açılmış, 1975’de de bugünkü yerine taşınmış. Mekân bugün ailenin 2.kuşağı tarafından yönetiliyor. Aile ayrıca BJK stadındaki büfeleri de işletiyormuş. Biz de sohbetimizi oğlu Yusuf Parlaöz ile gerçekleştirdik. Yazdığım birçok köfteci gibi burası da gayet sade, gösteriştense lezzete odaklanmış, müşterisinin cebini düşünen bir köfteci. Mekân doğal olarak Beşiktaş posterleri ile süslenmiş.
Recep Baba’da yemeğe önce sıcak bir süzme mercimek çorbası ile başlamakta fayda var. Ardından da kömür ateşinde pişmiş İnegöl usulü nefis köfteler ve yanında piyaz ile ziyafete devam. Köftenin yanında sunulan acı biber sosu da gayet leziz.
Recep Baba’da köfte dana ve kuzu etinin karışımı ile elde ediliyor. 40 yıldır Öz Beşiktaş kasabından alıyorlarmış etlerini. İnegöl usulü köftenin özelliği içine irmik katılmasından geliyormuş ama bildiğimiz evlerde kullanılan irmik değil, 0 numara irmik. İrmikli kıyma 1 gece dinlenerek yumuşaklık kazanıyormuş.
Beşiktaş köftecisini Alâmetifarika reklâm ajansının yaratıcı beyinleri ile birlikte test ettik, onayladık :)
Yusuf Bey Çarşı'nın Kedilerinden Biri ile Birlikte

Pazartesi, Aralık 04, 2006

Beceren Köftecisi

İstanbul’un Eminönü semti, kozmopolit yapısı ve yoğun alışveriş trafiği ile birlikte iddialı esnaf lokantaları, köfteciler ve kebapçılara da ev sahipliği yapıyor. Daha önce yazdığım Filibe Köftecisi, ileriki günlerde yazacağım kebapçı Hamdi’nin yanı sıra tam Eminönü meydanında, meşhur Nimet Abla piyangocusunun karşısındaki Beceren Köftecisi de bunlardan biri. Beceren’i www.geziyorum.net adlı blog’un sahibi arkadaşım Emre Tok’un tavsiyesi üzerine birlikte ziyaret ettik.

Beceren köftecisinin ataları 1860 yılında aynı mekanda şerbetçi olarak işe başlamış, sahibinin büyük dedesi de Osmanlı Sarayı’nda şerbetçi başı imiş. 1910'dan bu yana da Köfteci olarak hizmet veriyormuş. Mekanın ismi de sıkça dalga geçilen bir isimde olsa ‘beceri’ kelimesinden türemiş ve de ustalığı ifade ediyor.
Beceren’in köftesi dana etinin döş, gerdan, kemik sıyrığı bölümlerinden belli oranlarda harmanlanması ile yapılıyor. Kıymanın içerisine ayrıca bazı baharatlar, ekmek içi ve soğan ekleniyor. Köfteler yanında domates, biber ve Hatay işi biber salçası ile servis ediliyor. Köftenizi yedikten sonra dilerseniz Kemalpaşa ya da İrmik tatlısı da sizi bekliyor.