Salı, Eylül 26, 2006

Köfteci Hüseyin

Aslen İzmir’li olan Rahmetli Hüseyin Taşsöken tam 40 sene önce Taksim’deki kilisenin sokağında tezgâhta köfte satarak başlamış mesleğe. İlk 5 yılın ardından Beyoğlu Kurabiye sokakta köfteci dükkânını açımış ve 35 senedir de hizmet veriyor. Hüseyin bey’in ardından oğulları Cumhur ve Hakan beyler mesleğe devam ediyorlar. Biri ocağın diğeri de servisin başında.

Köfte, dana ve kuzu eti karışımına soğan ve ekmek eklenmesi ile hazırlanıyor. Diğer birçok köfteci, köftelerine ekmek ve benzeri katkılar koymadıklarından övünürken Köfteci Hüseyin’de ekmek lezzetin bir parçası ve hiç de fena değil. Tadı sokakta yediğiniz tükürük köftesini hatırlatan nostaljik bir lezzette. Köfte yanında bolca, kıpkırmızı domates, soğan ve formülü gizli biber sosu ile birlikte servis ediliyor. Yanında da tabiî ki piyaz. Piyaz maalesef diğer birçok yerdeki gibi zeytinyağı değil çiçek yağı ile hazırlanmış ancak onun da kendine has farklı bir tadı var, içine köftenin biber sosundan da ekletirseniz çok daha iyi bir tada ulaşabilirsiniz.

Akşam servisi olmayan bu küçük köfteci de yazları dükkân önüne koydukları masalar sayesinde daha kolay yer bulabilirsiniz ancak kışın öğlen arası saatlerinde biraz sıra beklemeniz gerekebilir.



Perşembe, Eylül 21, 2006

Filibe Köftecisi Adem Usta

EK BİLGİ: KÖFTECİ ADEM USTA KAPANMIŞTIR!

İstanbul Sirkeci’de ki Filibe Köftecisi’nden ayrılan Adem Usta’yı Kavacık’ta buldum. Oğlu İrfan Kazdal ile birlikte açtığı lokantasında 40 yıldır Sirkeci’de sürdürdüğü lezzeti burada da köfte severlere sunuyor. Yeri Kavacık merkezden Acarlar iş merkezinin olduğu göbeğe doğru giderken yol üstünde sağ kolda. Lokantaya girdiğinizde Sirkeci’deki salaş dükkandan çok daha farklı, modern tasarımda bir yer ile karşılaşıyorsunuz.

Köftesi ustasından öğrendiği şekilde Balkan usulü. Köftelerin boyutu küçük, dışları iyi pişmiş ama içi hafif sulu, tam ağzınıza layık. Kıymada kimyon ve çok az ince kıyılmış soğanın dışında başka hiçbir katkı yok. Soğan da 10 kg. kıymaya yarım kilo şeklinde sadece etin kırmızı suyunu alması için katılıyormuş, yoksa lezzeti ile bir ilgisi yok. Etlerini Sirkeci Filibe Köftecisin inde müşterisi olduğu Fatih’teki aynı kasaptan alıyorlar imiş ama doğal olarak adres gizli.

Adem Usta’yı denemeden kendinizi iyi köfte yemiş kabul etmeyin!

Pazar, Eylül 10, 2006

Asmaaltı Kebapçısı

Adana'nın Kazancılar semtindeki mütevazi kepapçılardan birisi. 2 farklı Asmaaltı kebapçısı var, birbirlerine çok yakındalar zaten. Eskiden sahipleri ortakmış ayrılmışlar. Ben içgüdülerime dayanarak birini tercih ettim, diğerini bir sonraki sefere bıraktım. Masayı garnitürler ile donatma konusunda süperler, Adana kebapda ağzınıza layık. Ancak içki servisi yok. Mekan yıllardır olduğu gibi aynı tarz ve sistemde çalışıyor, fazlasını isteyen de yok zaten :)

Kebapçıya girmeden önce Kazancılar'da kısa bir tur atmanızı öneririm. Hatta dolaşırken açlığınızı bastırmak için önden seyyarların birinden Tantuni yada dürümde atabilirsiniz, biz Kerem Başer kardeşimle ile öyle yaptık ;)

Kazancılar semti, Adana'nın eski mahallelerinden biri ismi burdaki bakır kazan, tencere vs. üreticilerinden geliyor ancak şimdilerde pek fazla Bakırcı kalmamış.

Cumartesi, Eylül 09, 2006

Filibe Köftecisi

İstanbul'daki en iyi köftecilerinden biri. Filibe, Sirkeci'den Cağaloğlu'na çıkarken sol sırada. 2 katlı, salaş ama lezzet merkezi bu küçük köfteci verdiğiniz paranın hakkını kesinlikle veriyor. Küçük, dışı iyi pişmiş içi hafif sulu köfteleri yanında soğan ve közlenmiş biber ile servis ediyorlar. Yanında piyaz sonrasında da Kemalpaşa tatlısı. Gitmeye kesinlikle değer.

Kuruluşu 100 yıl öncesine uzanıyor. İşletmeci Münevver Erpak kurucu Mehmet Bey'in torununun torunu imiş ama bugüne kadar kaçkere gittiysem hiç orda görmedim. Bu arada ocağın başındaki 40 yıllık ahçısı Adem usta ayrıldı. Söylentiye göre oğlu ile Kavacık'da köfteci açmışlar. Henüz yeni mekanını keşfedemedim ama onu da bulucam!

Çanak

Balat Hastanesinin ve eski Galata köprüsünün hemen karşısındaki Çanak'ın özelliği fasulyesinin Erzurum İspir fasulyesi olması ve de mangalda pişirilmesi. Kuru fasulyenizi pastırmalı ya da etli tercih edebiliyorsunuz. Fasulyenin önemli bir farkı içine nane konuluyor olması. Ben nanesiz tercih etsem de yine de nane farklı bir tat katmış.

Kuru fasulyenin yanı sıra Kasap köftesi de denemelisiniz. Köfte, gerçekten tipik kasap köftesi tadında. 1 porsiyonda 2 adet büyük lezzetli köfte geliyor masanıza. Çanak'ın pilavı ve güveç kapta sunulan yoğurdu da çok lezzetli. Masadan fırın sütlaç yemeden kalkmayın derim.

Hüsrev

İşte kurufasülyecilerin Rize-Çayeli'nden başlamış bir efsanesi. Fahri Hüsrev amca askere gitmeden önce İstanbul Teknik Üniversitesi Gümüşsuyu kantininde çalışıyormuş. Askerden sonra memleketi Çayeli'ne dönmüş, yol üstünde ahşap bir barakada sıcak süt satmaya başlamış. Ardından köfte, kurufasülye derken bugünlere gelmiş. Çayelinin dışında Ankara ve istanbul'da da birer lokanta var. Her birinin başında bir oğlu duruyor. Hüsrev'in efsane özelliği gizli fasülye pişirme formülünden geliyor. Söylentiye göre fasülyeyi su yerine sütde bekletiyorlarmış, ben denedim ama bir fark göremedim. Fasülyesi Erzurum İspir'den geliyor, cinsi şeker fasülyesi. Fasülyeyi bakır tencerelerde pişiriyorlar ve ocaktan indikten sonra mutlaka 20 dakika fırında da kalıyor. Gittiğinizde paketlenmiş satılık fasülye ve kendi özel harmanları çaylardan da alabilirsiniz.
Volkan Göksel Korkut kardeşimle Çayelin'de ki Hüsrev'e gittiğimde saat akşam 10 idi ve kapatmak üzereydiler ama sağolsun Fahri amca ve oğlu servis verdirtti, mutfak dahil lokantayı gezdirdi, üstüne de süper sohbet.
İstanbul'daki Hüsrev'den Görüntüler